0212 204 09 72

"WhatsApp Bilgi Hattı"

  +90 549 492 81 80


Art de Huile Aromaterapi
Art de Huile Aromaterapi
12.11.2020

“VİRÜS KAYNAKLI SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINDA AROMATERAPİNİN KORUYUCU VE OLUMLU ETKİLERİ”

Bizler, aromaterapiyi öncelikli olarak ruh-beden-zihin dengesi kurabilmek ve sürekli olarak bağışıklığımızı ayakta sapasağlam tutabilmek için öneriyoruz. Buun için, tabii ki uçucu yağların farklı birçok kıymetli özelliklerinden faydalanıyoruz.


“VİRÜS KAYNAKLI SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINDA AROMATERAPİNİN KORUYUCU VE OLUMLU ETKİLERİ”

 

Aromaterapide kullandığımız uçucu yağlar, invitro çalışmalarda da kanıtlandığı gibi antibakteriyel, antiviral, antifungal etkinliklere sahiptir. Bir uçucu yağ kompenenti olan terpenik maddeler, uçucu yağa spesifik kokusunu verirken, aynı zamanda antiseptik, antiparazitik, antiviral, antibakteriyel olabilmesini de sağlıyor. Ne enteresandır ki, aynı moleküller limbik sistemi uyararak duyguları da iyileştiriyor. Örneğin; geraniol, o kadar çok çalışma var ki, palmarosanın geraniolden dolayı antitümoral, antienflomatuvar, antibakteriyel olması yanısıra  keyif verici; gül yağını kokladığımızda mutlu hissettiren molekül de geraniol ve onun gibi terpenler. Geraniol bir monoterpen alkol, güle gül kokusunu vermesinin yanında gül, palmarosa ve ıtır uçucu yağlarının cilt lekelerinde etkili olmasını da bu molekül sağlamaktadır ve aynı molekül hastane enfeksiyonu yapan stafilakoklar üzerinde de çok etkilidir. Fakat tek tek ayrıştırıldığında etkinliği azalırken gül yağı veya palmarosa uçcucu yağı olarak yani bütünün yapısı bozulmadan kullanıldığında çok daha etkili olduğu bulunmuştur. Artık bilimsel çalışmalar bize çok fazla ispat etti ki sadece koku vermiyor; bitkinin bu sekonder metabolitleri, bitkiyi zararlı çevresel faktörlerden korumak için salgıladığı bu öz maddeler bitkiden su buharı distilasyonu ile elde ediliyor ve bizler de inhalasyon veya topikal olarak kullanıyoruz.

Aromaterapi denmesi de bu kokulu sekonder metabolitlerin insanda oluşturduğu olumlu duygusal değişimler sayesinde holistic (bütüncül) tedavilerde kullanılagelmesine dayanmaktadır. Holistik kullanımı; ruh, zihin, beden dengesi içindir. Ruh iyi hissetmezse; beyin bedenin ihtiyacı olan nörokimyasalların salgılanma komutunu vermez, veremez. Bunun ismi HPA eksenidir. HPA hormonları aşırı strese bağlı olarak ciddi değişimler gösterir.

Çok kaygılı, takıntılı, endişeli, septik düşünen, negatif duygulara sahip insanlar hiç kaçınılmaz ki kronik enflamasyon hastalıklarına yakalanır. Çünkü HPA ekseni vücudun strese  verdiği cevaptır. Kötü ve negative düşünceler sayesinde bu cevap sürekli negatif olarak aşırı kortizol salgısı olmaktadır. HPA ekseni hormonları CRH, ACTH ve kortizol; öyle artar, öyle artar ki artık bizim immün sistemimizi harekete geçirme görevinin ötesine geçer ve tüm diğer hormonların dengesini bozarak ve aşırı enflamasyon üreteimi komutunu vererek kendi sistemizimiz bize karşı çalışmaya başlar. Halbuki dengeli olsa, dengeli çalışsa HPA ve HPA hormonlarından, kortizol vücudun ihtiyacı kadar salgılanacak ve bu kadarı da antioksidan yapımının uyarımı ve yönetimi için yeterli olacaktır.

Biliyoruz ki dengeli bir HPA ve dengeli crh, acth, kozrtizol bizim makrofaj (yani toksik maddeleri vücuttan süpürürek atan süpürücü hücreler) hücrelerimizin yapımını uyarır. Doğal yok edici koruyucu hücrelermizin yapımını arttırır ve antienflamtuvar mekanizma muntazam çalışır cünkü proenflamatura sitokinler az. Antienflamatuvarlar daha fazla ve yerinde salgılanır. Aksi olduğunda ne olur, maalesef immün sistem çöker ve inflamasyon artar ve buna bağlı metabolik hastalıklar bizi artık bırakmaz.

Stres bu kadar zararlı… Stresi yaratan duygular bu kadar bizi hasta ediyor. Bizler de hala fark etmiyoruz ki, birini yerdiğimizde; olaylara kötü ve negatif baktığımızda bizim HPA’mız bozuluyor. Bizim kortizol sürekli sürekli artıyor ve kendi tiroid ve steroid hormonları hatta üreme hormonlarımızın dengesi bozuluyor. Sonra strese bağlı infertilite, strese bağlı  matabolik hastalıklar artıyor.

Bizler, aromaterapiyi öncelikli olarak ruh-beden-zihin dengesi kurabilmek ve sürekli olarak bağışıklığımızı ayakta sapasağlam tutabilmek için öneriyoruz. Bunun içinde tabii ki uçucu yağların farklı birçok kıymetli özelliklerinden faydalanıyoruz.

  • Sıralamak gerekirse;
  • Ruh halini iyileştimek, iyi düşünmek, iyi hissetmek için,
  • Zihni bu olumlu duygularla doğru uyararak arzu ettiğimiz nörokimyasalları bizim lehimize dengeli salgılamasını sağlayabilmek için,
  • Palmarosa, gül, ıtır, sitronella koklamak serotonin arttırır, gaba agonistidir,
  • Lavanta koklamak teta frekansı aktive eder, bu uykuya geçiş ve aynı zamanda rahatlama ve huzuru bulma frekansıdır,
  • Sedir, teta frekansı aktive eder ama içerdiği seskiterpenler sayesinde beyin hücrelerine oksijen taşınmasını arttırır,
  • Paçuli, karanfil seskiterpenleri sayesinde endorfin salgısını arttırır; hem ağrı kesici, hem keyif veren nörokimyasaldır,
  • Tıbbi nane, fiziksel performansı arttırırken; burun pasajlarını da açarak rahatlama sağlar ve endorfin salgısını arttırır,
  • Ökaliptus ve nioli, öğrenme ve hafıza hormonu asetilkolin salgısın arttırır,
  • Selvi, vücut sıvılarını dengeler, hipofiz bezinde vücut ısısını dengleyen karanfil ve tarçın ile beraber inhale edildiğinde HPA’nın P’si pituiter bez yani hipofiz bezinin dengeli çalışmasını sağlar,

HPA = Hipotalamus – Pituiter Bez (hipofiz bezi) – Adrenal Korteks (böbrek üstü bezi)

HPA Hormonları = CRH (kortikotropin salgılayıcı hormon), ACTH (adrenokortikotropin hormon) ve kortizol. HPA’nın aşırı yorgun olduğunda, yani aşırı streste; immün sistem bozulur ve metabolik hastalıklar oluşur.



Uçucu yağlar, HPA eksenini otonom sinir sistemi üzerinden regüle ederbilirler ve bunu sadece koklama ile yaparlar.

Gelelim virüslere;

Virüsler de güçsüz bağışıklığı olan; diyabet, astım, kardiyovasküler hastalıkları olan kanser veya oto-immun hastalıkları olanlarda maalesef çok yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle; Covid-19’dan ölümlere bakıldığında %98 başka hastalıkları olan kişilerde, yaşlılarda daha fazla risk oluşturuyor. Yaşadığımız süreçte güçlü bir bağışıklık her zamankinden daha çok ihtiyacımızdır. Güçlü bağışıklık için minimum stres, sağlıklı düşünen pozitif psikoloji de; en az antiviral, antibakteriyeller kadar ihtiyacımızdır. Yukarıda bahsettiğimiz uçucu yağlar; hem sağlıklı bir ruh ve zihin dengesi sağlarken, hem de antiviral antibakteriyel etkinlikleri ile bizlere bütüncül destek sağlıyorlar.

Hepimize bütüncül şifalı günler diliyorum.

 

 

Uzm. Ecz. Hülya KAYHAN

{alanbaslik}
© Tüm hakları saklıdırEfasis
.